İMAN VE İBADET…

Yayınlama: 17.11.2023
79
A+
A-

Samimi  bir şekilde Allah’a iman etmek, İslam’ın temel esaslarındandır.  Kainat, evren, ağaçların meyveye durması , ağaçların meyveleriyle bize birer tablacılık görevi  görmekte.

Bir üzün ağacını düşünün  dalından üzümün bizlere takdim edilmesi, bir elmanın, bir portakalın,bir şeftalinin ve bir narın o ağaç dalından  ip gibi sarkıtılarak, gaip perdesi altından gelerek  bizlere hazırlayan, sunan Allah’a iman etmeyi gerektirir. Bu işler kendi kendine yetişemez, Rengi, tadı, lezzeti , kokusu,  gıdasıyla dimağımızda olacak şekilde yetiştirmesi Bir olan Yüce Allah’ın kudret kalemiyle  işlenmesi, yaratılması, bizim soframıza gelmesi O zat-i Zülcelala   iman etmeyi gerektirir…İman neticesiyle  ibadet etmeyi gerektirir. İbadetsiz bir insan meyvesiz bir ağaç misalidir.

İman ve ibadet birbirini tamamlayan İslam’ın temel esaslarıdır. İslam’da  Önce iman gelir.İmanla neticeye varılır. İslam Tarihini incelediğimizde,  baktığımızda  Mekke döneminde peygamberimiz (s.a) on üç yıl boyunca insanları, önce iman etmeye davet etmiştir.  kişi  samimiyetle hakiki manada , ihlasla, şuurla, tahkiki bir iman ile, ilmel yakın derecesinde bir iman ile gönlünü, kalbini  imanla  yerleştirse o kişi  insanlara zarar vermez. Kötülük etmez. Hak, hukuk çiğnetmez. İnsan öldürmez.… cinayet işlemez…

Allah’tan korkar. Ben bu  kötü fiili işlersem Allah beni sorguya çeker.Kötülüğe karşı beni cezalandırır… Bunun bir vebali vardır.der. Bu anlayışı Okullarda , eğitim ve öğreti yuvalarında  öğretmenlerimiz  iman konusunu işlerse,  Memleket , millet, insan, hayvan, sevgisini, Allah’a bağlılığı , ve peygamber sevgisini , Ahrete iman etmeyi , bu hayattan sonra ebedi bir hayatın varlığını anlatsalar itaatkar bir neslin yetişmesine vesile olur diye düşünüyorum…Eğitimciler  bu konuyu gençlerimize anlatmalı. İzah etmeli . iman bir kalpte olursa, bir gönülde yer etmişse kişi  kimseye zarar vermez. Herkese karşı saygılı ve sevgili ve Allah’ı tanıyan , Allah’ı bilen ve  iman eden  bir genç olur.

Bugün bakıyorum da insanların çoğunluğu ibadetten uzak olmuş, Cami ikliminden, manevi havasından namaz gibi İslam’ın esası olan bir ibadeti ihmal ettiklerini gözlemliyorum. Camilerimizin cemaatteki durumu ortada. Köylerde elli haneli bir köyde Cuma namazları zor kılınıyor. Kırk  kişiyi bulmakta zorlanıyorlar.. Bir köyde altmış kişi varsa o köyde Cuma namazı da kılınmazsa bütün oradaki Müslümanlar günahkardır. Sorumludurlar.

Bu büyük bir noksanlıktır. İmamın zafiyeti vardır. İmam efendi görevinde samimi değilmiş gibi geliyor bana . Köy imamlarına büyük görevler düşüyor. Vaazları ile İslam’ı anlatmalı,   Allah’ı, ahreti, ibadetin önemini anlatmalı.  İmanı,  kuranı, peygamberi sevdirerek  anlatmalı.. Severek iş yapılmalı. Severek arkadaş olmak, severek evlenmek, severek iman etmek, severek ibadet etmeyi  esas almalı. İmam o köyde dini temsil ediyor. Musab- bin umeyr örneğinde olduğu gibi bir dava adamı ruhu ile, heyecanı ile görev  yapmalı. , Samimi, ihlaslı ve şuurlu  imamlarımız var. Onları tenzih ederim. Ama görevini aksatanlar var.. bu söylediklerim onlaradır. isim vermek istemiyorum,  geçen hafta  üç köye uğradım , camide  ihtiyarlarla sohbet etme imkanım oldu.  gençlerin camiye gelmediğini dile getirdiler. Gençlik elden  gidiyor dediler.  Be namaz yetişiyorlar dediler. Vakit namazlarda yirmi beş yaştan küçük gençlerin camiye uğramadığını ifade ettiler…Cuma günleri köyde herkes şehre gidiyorlar. bu köyde kırk kişiyi hutbe için bulamıyoruz dediler.

Onlar adına üzüldüm.  Bize büyük görev ve sorumluluklar düşer. Özellikle din görevlilerine samimiyetle, ihlasla ve şuurla görevlerini yapmalı. Peygamber makamında olduklarını bilmeli. Bu aziz din-i mubini İslam’ı insanlarımıza anlatmalı. Sevdirmeli. Kabul ettirmeliler. Maneviyatsız yetişen bir nesil kendini , ailesini ve  çevresini hançerleyecektir…

 

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.