enflasyon emeklilik ötv döviz otomobil sağlık

SADELİK SANATI, MİNİMALİZMİN HAYATIMIZA DOKUNUŞU

Yayınlama: 20.03.2025
6
A+
A-
HAYATTIN LABİRENTİNDE Sanat, Felsefe, Edebiyat, Kültür ve Yaşam. Yazar, Şair, Ressam, Yaşam Koçu

DÜNYANI SADELEŞTİR, RUHUNU ZENGİNLEŞTİR
Sloganı ile öncelikle Minimalizmi anlamaya çalışalım. Hayatımızdaki yaşam alanlarında bize en çok gerekli olan ve ihtiyaç duyduğumuz fiziki eşyalar ve hiç ihtiyaç duymadığımız ama yer kaplayan, kalabalıklar. Düşünüyorum da, kullanım süreleri birçok manada dolmuş, işlevini yitirmiş sadece yer kaplayan ve bana göre yabancılaşmış kalabalıklar. Minimalizm ile tanışmanın ruhumda ve etrafımda yarattığı özgürleştirici sadeliğin büyüsü ve huzurunu keşfettim.
Şöyle düşünelim: Yaşam alanımızdaki karmaşa, zihnimizde de bir karmaşaya yol açmaz mı? Gözümüzü ve ruhumuzu yoran fazlalıkların şimdi bana ne kadar da yabancı olduğunu fark etmek gibi. Sadece fiziki fazlalıklardan kurtulmak değil, zihinsel bir temizlik yaparak, gerekli olanlar ile kalmak. Belki de hayatımızda ki dağınıklık, zihnimizdeki dağınıklığı yansıtıyordur. Minimalizm, işte tam da bu noktada devreye giriyor. Onun için Minimalizmi biraz daha derinlemesine inceleyelim.
Minimalizm, birçoğumuzun bilinçli ya da bilinçsiz uyguladığımız yaşam biçimi haline gelmiştir. Hayatımızı sadeleştirerek, yalnızca bizim için önemli olan şeylere odaklanma felsefesidir. Lüzumsuz ve karmaşadan uzak, daha basit, daha sadeleşmiş, daha anlamlı ve işlevsel bir yaşam sürmemizdir. Fiziksel ve zihinsel dünyamızda tüm gereksiz olan her şeyden adeta arınma duygusu, bize özgürlük huzur ve odaklanma sağlar.
Minimalizm son yıllarda özellikle de gençler arasında hızla yaygınlaşmaya başladı. Bu akım, daha az eşya ve daha sade bir yaşam tarzını benimser. İnsan üzerinde hem fiziksel, hem de zihinsel sadeleşme etkisi yaratıyor. Bu da lüzumsuz kalabalıklardan ve stresten uzaklaşmayı, gereksiz tüketimleri azaltmayı sağlıyor. Çoğu zaman daha işlevsel ve verimli bir yaşam alanı, huzurlu bir zihin ile ilişkilendirilmiş oluyor. İnsanı yoran yüklerden uzaklaşmak, ilişkilere, kişisel gelişimlere ve yeteneklerini değerlendirmeye ve odaklanmaya teşvik ediyor.
Peki, sen minimalizm hakkında ne düşünüyorsun sorusuna, araştırmalarımın neticesinde, biraz felsefesine, biraz da kökenlerine kısaca bakalım derim.
20. yüzyılın ortalarında sanat dünyasında, özellikle de görsel sanatlarda ortaya çıkmıştır. Soyut sanatın karşısında daha sade formlar ve çizgilerin kullanılması ile sanat akımı olarak gelişti. Zamanla sanatın dışına taşarak yaşam biçimi halini aldı.
Tabiki bu trendin yayılmasında sosyal medyanın etkisi çok büyük. Pinterest, Instagram platformlarında minimalist ev düzenleri, sade yaşam tüyoları, ekonomik yaşam koşulları “ne kadar az eşya, o kadar huzur” gibi paylaşımları ve özellikle de gençlerin jenarasyon farklılıklarında ki yaşam değişiklikleri ve daha farklı bilinç geliştirmeleri etken olmuştur. Bu akım, stresli ve kalabalık şehir hayatı koşullarında, insanları daha çok huzur bulabilmeleri için yaşamlarında sadeleşmeye itmiştir.
Tabii! Sadece bir yaşam tarzı değil, bir felsefe yaşam biçimi olan minimalizm, arınma psikolojisi ile de daha anlamlı ve tatmin edici, aynı zamanda örnek bir yaşam sürmelerini amaçlar.
Minimalizm tam olarak “ daha az, daha çoktur” felsefesine dayanır. Minimalist bir yaşam tarzını benimsemek, sadece fiziksel arınma değil, zihinsel ve duygusal düzene geçiş yapmaktır. Başlıklar halinde birkaç örnek vermek gerekir ise, buna ev düzen, tüketim bilinci, dijital alışkanlıklar bilinci ve zihinsel ve duygusal sadeleşme diyebiliriz.
MİNİMALİZM’İ ANLAYABİLMEK İÇİN SAĞLADIĞI FAYDALARININ BİRKAÇINI ELE ALMAK GEREKİR.
FİNANSAL FAYDA: Minimalizm, daha az tüketim ve daha bilinçli harcama anlamına gelir. Hiçbir zaman duygusal lüzumsuz bir harcama değil, tamamen ihtiyaca dayalı harcama demektir. Bu da paranın kıymetini bilip, tasarruf etmenin önemini arttırır. Bilinçli tüketici olma vasıflarına haiz olur.
ZİHİNSEL FERAHLIK: Çok fazla eşya, insan üzerinde göz yorgunluğu ve zihinsel yorgunluğu arttırır. Sadeleşmiş yaşam, rahatlama sağlar. Yorgun olmayan beyin, daha yaratıcı, daha net olarak odaklanma fırsatı bulur.
AZ İLE YETİNMEYİ ÖĞRENMEK: Başkalarının tüketim düzeyine göre yaşamaktan ziyade, kendi ihtiyaçlarını keşfetmeyi içerir. İnsanlar sahip olduklarından fazlasını aramaktan ziyade, mevcut olanla mutlu olmayı öğrenir.
ZAMAN VE ENERJİ TASARRUFU: Biz kadınlar çok daha iyi biliriz ki her tür mekanlarda, ne kadar az eşya, o kadar düzen ve temizlik için daha az enerji kullanımı demektir.
Minimalizm, kişisel bir tercih olmanın ötesine geçip, toplumda daha büyük bir kültürel değişimin parçası haline gelmiştir. Özellikle “slow living” (yavaş yaşam) ve “anti- tüketim” hareketlerinin parçası olarak, birçok kişi daha sürdürebilir bir yaşam tarzını benimsemeye başlamıştır.
Ayrıca, bu hareket, doğaya zarar vermeyi ve hızlı tüketimi teşvik eden sistemlere karşı bir duruş sergiler. Bu nedenle minimalizm, çevresel etkiyi azaltmayı amaçlar ve bu ekolojik bilinçle de doğrudan ilişkilidir.
Minimalizmi yanlış anlayan bazı insanlar, yaşam kalitesini düşürebilecek kadar aşırıya gidebilen insanlar da vardır.
Kendi iç yolculuğunda sadeleşmek, bazen en derin anlamı bulmak için doğru yoldur.
Minimalizmin senin için anlamı nedir? Sen de sadeleştirilmiş bir yaşam tarzını benimsemek ister misin?

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.