EN BÜYÜK LÜKS: HUZUR

Yayınlama: 11.09.2025
35
A+
A-
HAYATTIN LABİRENTİNDE Sanat, Felsefe, Edebiyat, Kültür ve Yaşam. Yazar, Şair, Ressam, Yaşam Koçu

Bir an durup soralım kendimize: Huzur… Söylerken bile insanın içini yumuşatıyor, değil mi? Ama farkında mısınız, hayatımızın en zor bulunan değeri hâline geldi. Koşturuyoruz, yetişiyoruz, çabalıyoruz…fakat sonunda hep aynı yere geliyoruz: ‘İçimde neden hâlâ bir şeyler eksik?

Hiç düşündünüz mü, bugünlerde en kıymetli şey ne? Para mı, şöhret mi, başarı mı? Hepsi cazip görünüyor ama içten içe biliyoruz ki, hiçbiri huzurun yerini tutmuyor. Huzur kayboldu mu, diğerlerinin değeri de azalmıyor mu? Günün sonunda hepimiz sadece dingin bir an, kendimizi dinleyebileceğimiz bir sessizlik arıyoruz. İçimizi susturacak küçücük bir an… Belki bir kahve kokusu, belki sevdiklerimizden gelen bir gülüş. Kulağa basit geliyor ama aslında çağımızın en büyük lüksü bu: Huzur.

Modern hayat, bize sürekli daha fazlasını fısıldıyor. Daha çok iş, daha çok plan, daha çok gösteriş… Ama huzur, tam tersine, sadelikte saklı. Küçük bir tebessümde, samimi bir bakışta, sessiz ve rahat bir öğleden sonra… İşte huzur, çoğu zaman fark etmediğimiz detaylarda gizleniyor.

Ve ilginç olan şu ki, huzuru kaybettiğimizde değerini anlıyoruz. Gençken heyecanı, enerjiyi, hızı kovalıyoruz; ama yaş aldıkça dinginliğin, huzurun ne kadar kıymetli olduğunu fark ediyoruz. Çünkü anlıyoruz ki, hiçbir başarı ya da kazanım, ruhumuzun dinginliği olmadan tam anlamıyla tat vermiyor.

Kendimize yapabileceğimiz en büyük iyilik, huzuru beklemek değil; onun peşinden koşmaktır.

O zaman soralım kendimize bir kez daha: Huzur neden bu kadar uzak? Belki de yanlış yerde arıyoruz. Belki de aramayı unuttuk. Ama iyi olan şu ki, huzur hiçbir zaman tamamen kaybolmuyor, sadece durup bakmamızı, kendimizi dinlememizi bekliyor. Ve bu bekleyiş, çağımızın en büyük lüksü hâline geliyor.

Çünkü sonunda anlıyoruz ki, gerçek zenginlik ne kasada birikenler ne de vitrinlerde parlayanlar… Asıl lüks, ruhumuzun dinginliğinde saklı: Huzur.

Genellikle ben de şunu fark ediyorum: Günün koşturmacasında huzuru unuttuğumu, küçük şeylerin değerini gözden kaçırdığımı. O an, hayatın hızlı akan zamanına rağmen durup nefes alabilmenin ne kadar büyük bir lüks olduğunu düşünüyorum. Bazen o küçük sessizlikler, özellikle doğada kuş sesleri, denizin iyot kokusu ve şırıltısı, tüm karmaşayı unutturup içimi ısıtıyor. Bence bu, yeri doldurulamaz bir büyü, adeta yaşama dair bir iksir gibi.

Kalabalıkların İçinde Kaybolan Sessizlik

Şehirler büyüdükçe, hayatlarımız hızlandıkça, sessizlik bir lüks hâline geliyor. İnsan kalabalıkların ortasında bile yalnız hissedebiliyor. Telefonun sürekli çalıyor, haberler akıyor, başarısızlıklar, atılımlar, planlar üst üste geliyor… İşte tam bu gürültü içinde, huzuru yakalamak için bazen sadece kendimize dönmemiz gerekiyor. Sessizlik, dışarıda değil, içimizde başlıyor.

Daha Fazlasında Değil, Daha Azında Saklı Olan

Huzur, ihtişamların sonunda gelen bir ödül değil. Aslında çoğu zaman daha azın içinde saklı. Fazla beklenti, gereğinden fazla telaş, fazla hırs ve hırçınlık… Bunları bıraktığımız an, küçük anlarda büyük bir dinginlik bulabiliyoruz. Dinlendiren küçük bir yürüyüş, derin bir nefes, samimi bir sohbet, güven duyulan insanların arasında olmak gibi… İşte huzur, karmaşadan sıyrıldığımız anlarda kendini gösteriyor.

Huzur Uzun Soluklu

Mutluluk, çoğu zaman bir anlık bir gülüşte, bir başarıda ya da beklenen bir haberle gelir ve geçer. Huzur ise uzun soluklu güvenilir bir aile ve dost gibi, hayatın iniş çıkışlarında yanımızda kalır. İçten içe bir sıcaklık gibi… Hayatın gerçek lüksü, bu sıcaklığı hissetmekten geçiyor.

Yaşamın En Büyük Zenginliği

Huzur, parayla ya da gösterişli yaşamla ölçülemez. Onu görebilmek için gözlerimizi içe çevirmeliyiz. Sevdiklerimizle paylaşılan mutlu anlar, kendimize ayırdığımız küçük molalar, samimiyetine güvendiğimiz içten bir tebessüm… İşte bu görünmez zenginlik, hayatın en değerli hazinesi. Şaşalı ve parlak yaşantıda değil, kendi içimizde ve ruhumuzun dinginliğinde saklıdır.
Bazen itiraf etmem gerek: Koştururken huzuru kaybettiğimi fark ediyorum, ama bir köşeye çekilip derin bir nefes aldığımda sanki tüm dünya “Tamam, sen de hak ettin” diyor gibi geliyor. İşte o an, huzurun aslında hiç de pahalı olmadığını anlıyorum ama ruhum bunu en müjdeli haber tadında kutluyor. Ve kısa bir sessizlik bana ruhum için küçük bir ödül gibi geliyor.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.