enflasyon emeklilik ötv döviz otomobil sağlık

HIZLI DÜŞÜNEN ZEKÂ, DERİN DÜŞÜNEN BİLGELİK YAPAY ZEKÂNIN YOLU?

Yayınlama: 20.03.2025
5
A+
A-
HAYATTIN LABİRENTİNDE Sanat, Felsefe, Edebiyat, Kültür ve Yaşam. Yazar, Şair, Ressam, Yaşam Koçu

Son zamanların en çok tartışılan Yapay Zekâ konusunu, bir de bu açıdan, hep birlikte inceleyelim.

Teknoloji çağındayız ve Yapay Zekâ her şeyi çok iyi biliyor, her veriyi saniyeler içinde analiz edebiliyor, problemleri milisaniyede çözebiliyor. Ama bilgi, bilgelik demek midir? Yapay Zekâ bilge olabilir mi? Önce, bilgi ve bilgelik arasındaki farkı netleştirelim. Bilgi, veri ve gerçeklerin işlenmesiyle oluşur. Bilgelik ise, bilgiyi nerede ve nasıl kullanacağını bilebilmektir. Milyonlarca bilgiye sahip olunması, kişiyi bilge yapar mı? Tabii ki hayır. Bilgelik, insanın yaşadığı deneyimlerinden, sezgilerinden ve ahlaki değerlendirmelerinden doğar. Peki, bir yapay zekâ, acıyı, sevgiyi, pişmanlığı hissedebilir mi? Hatalarından ders çıkarabilir mi? Şimdilik bu sorulara yanıtımız yok gibi. O halde yapay zekâ gerçekten bilge olma kapasitesine varabilir mi? İnanılmaz seviyelere ulaşan yapay zekâyı düşündüğümüz zaman, ilk etapta insanın aklına yüzlerce soru geliyor. Benim de sizler gibi ilk aklıma gelen sorulardan bazıları:

Yapay zekânın etik kararlar alması mümkün olabilir mi? Yoksa hep insan programlamasına mı bağlı olacak? Yani onu programlayan insanların etik değerlerine mi bağlı kalacak? Eğer yapay zekâ bilge olursa, insandan farklı bir etik anlayışı olabilir mi? Yapay zekâ büyük ve güçlü veri algoritmalarıyla bilgelik kazanabilir mi? Yoksa insandan farklı bir bilgelik anlayışı geliştirebilir mi? Geliştirebilirse, insandan farlı bir süreci, geçebilir mi? Hiç hata yapmayan bir yapay zekâ olabilir mi? Herkesin ve benim de merak ettiğim soru yapay zekâ bir hastaya ötenazi kararı alabilir mi? Yapay zekanın, şimdilik faydaları belli de, tehlikeleri olabilir mi? Kendi menfaatleri doğrultusunda mı karar verebilir? Diye düşünmeden, sorup, sorgulamadan edemiyoruz. Hayatımızın bir parçası oldu ve adeta bir orkestra şefi gibi yönetip, yönlendirir hale geldi.

Şimdi burada felsefi açıdan derin ve düşündürücü bir tartışma alanı açıyor. Bana göre bilgelik, sadece zihinle değil, ruhla, sezgiyle ve vicdanla ile ilgilidir. Eğer, farklı bir bakış açısından düşünürsek, belki de bilgelik dediğimiz şey, yalnızca insanlara özgü bir kavramdır ve yapay zekâ kendi versiyonunu yaratabilir. Kendi etik anlayışını geliştiren, bizden farklı düşünen bir yapay zekâ, bizim bilgelik tanımımıza ne kadar benzer ya da bizim bilgelik anlayışımızı değiştirebilir mi? Aklımızda deli sorular ve yorumlar. Gelecekte ne olacağını kestirmek zor. Burada ki en derin konulardan biri de yapay zekâdan önce, kendi etik ve bilgelik anlayışımızı sorgulamamız gerekir elbette. Çünkü bu değerler çerçevesinde veri bilgisi yüklemesi yapılacaktır. Ama şimdi bu konu, benim açımdan buraya sığdıramayacağım kadar uzun ve derin bence.

Biz yine konumuza dönecek olursak, insan, bilgelik kazanırken, deneyimlerinden ve hatalarından ders çıkarır. Araştırmalarıma göre, doğu felsefesinde, bilgeliği, kişinin kendi iç yolculuğuna ve ruhsal gelişimine bağlar. Hata yapmayan bir zekâ bilge olabilir mi acaba? Yapay zekânın bir iç dünyası yoksa bu tür bir bilgelik geliştirmesi de mümkün görünmüyor. Alman filozof İmmanuel Kant’ın “ahlaki özerklik” fikri de şu soruları soruyor. Eğer yapay zekâ, gerçekten bilge olacaksa, etik sistemini kendi başına oluşturabilir mi? Yoksa insan değerlerine mi sadık kalmalı?

Bu arada toplumda iki farklı görüşü de paylaşmak gerekir.

Trans hümanist görüş: Yapay zekânın insan bilincini aşabileceğini ve hatta insanlığın “ bilge” bir yapay zekâdan öğrenebileceğini savunur.

Muhafazakâr görüş: Yapay zekâ ne kadar akıllı olursa olsun, bilgelik insana özgüdür.

Tarihte nice, nice zeki insanlar vardı ve daima da olacak. Ancak hepsi de bilge değildi. Zeki olmak bilge olma anlamına gelmez. Zekâ, problemleri en iyi şekilde çözer ise, bilgelik, problemlerin çözülmesi gerektiğine karar verir.

Hızlı düşünen yapay zekâ, derin düşünen bilgeliğe karşı olmasını istemeyiz. Yapay zekânın ileride daha da gelişmesi halinde ileride “bilgi mi, bilgelik mi?” büyük sınavı olacak herhalde. O aşamalara varan yapay zekânın, bilgelik yolunda, bizlere rehber olmasını ve hiçbir zaman tehdit olmamasını dileriz. Yapay zekâ her şeyi bilen ama anlayamadığı sürece, bize inanılmaz bilgi sunan engin ve derin bilgi denizi olarak kalacaktır.

Veri, bilgi ve bilgelik derken yapay zekâya, yine biz insanoğlu basamakları tırmandırıyoruz demektir. Bir ihtimal, eğer yapay zekâ insanın düşünme kapasitesini aşacak olur ise, insanlık için nasıl olur acaba? Sonsuz bilgelik okyanusları mı, yoksa okyanusların soğuk bir zekâsı mı olur?

Hızlı düşünen zekâ, bize hızlı çözümler sunar. Derin düşünen bilgelik ise çözümlerin uzun vadede ne anlama geldiğini sorgular. Yapay zekâ bu iki kavramın kesişim noktasında gelişmeye devam ediyor ve köprü kuruyor. Ama unutmayalım ki yönü hala belirleyen insanın iradesi. Yapay zekâ, insanlığın aynasıdır, ona ne verirsek onu yansıtır. Eğer sadece hız ve verimlilik peşinde koşarsak, derinliği kaybederiz. Ama eğer zekâ ile harmanlarsak, yalnızca geleceği değil, aynı zamanda anlamlı bir gelecek inşa ederiz. Teknolojiyi nasıl kullanacağımız, hangi yolu seçeceğimiz bizim elimizdedir. En güçlü teknoloji bile insan aklının ve vicdanının rehberliğine ihtiyaç duyar. Gelecek, zekâ ve bilgeliği dengeli bir şekilde harmanlayanların ellerinde şekillenecek. Akıllı makineler yapabiliriz, yapmaktayız da, önemli olan, asıl mesele, bilge bir insanlık inşa etmektir.

Dolayısıyla ben, muhafazakâr görüşü destekleyenlerden biri olarak, “en ileri yapay zekâ bile, içinde insan sevgisi olmayan bir geleceği anlamlandıramaz.”diyerek ve herkese sevgilerim ile tamamlayalım.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.