Bayram mı dedin?

Bir Bayram daha geldi haydi hayırlısı.

‘Bayram’ denildiğinde içinizi bir sevinç, huzur kaplardı ama bugün içimizi hüzün kaplamış ve bir türlü bu hüzünden kurtulamıyoruz.

Bayramlar belli bir mücadele ve sıkıntı sonrası insanların mutlu olması İçin ilan edilir. Tüm ülkelerde bu var, kimi dini kimi askeri bayramlar ama hepsi temelde bir zafer barındırır…

Bir yıldır Filistin’de yaşanan katliamda kadın, yaşlı, çocuk onbinlerce masum din kardeşlerimiz vefat etti. Tamamı bombardımanlarda acı çekerek öldü. Tüm dünya bu katliama maalesef seyirci kaldı. Son olarak Refah kampında sivillere yönelik alçak saldırıda yüzlerce masum insan öldü. Bu acı tabloyu görünce kimsenin aklına bayram gelir mi? İçimiz yansın, ciğerimiz parçalansın biz kurban kesmenin sevicini mi idrak edeceğiz? Sevin asla mümkün değil müslüman kanı dökülürken müslüman ülkeler kurban kesip, et yiyecekler. Asıl kıyamet bence bu. Kardeşlerimiz ölürken dünyada ki müslümanlar hiç bir şey olmamış gibi bayram kutlayacaklar! Olacak iş değil. Tüm müslüman ülkeler bu Bayramda haca gideceğine oturup Filistin halkı için ağıt yaksa, yaş ilan etse bence her şeyden daha hayırlı olacak.

Artık uyanmak lazım, Filistin’de dökülen masum insanların kanı yerde iken bize değil haca gitmek namaz kılmak dahi vacip değildir. Tüm müslümanlar camilerde ellerini açıp bu güne kadar Filistin halkı için dua ettiler peki ne değişti? Daha çok gözyaşı, daha çok kan akıtıldı.

Biz müslümanlar ABD mezalimine dur demeyene kadar üzerimizdeki bu utancı üzerimizden atamayız. Tüm müslüman ülkeler biralara gelip ibadeti, duayı ve bayramı bir kenara bırakarak bu zulme son vermelidirler. Dünya bir yere doğru gidiyor yeni dünyada müslüman kanının oluk oluk akacağını kabüllenin artık. Bugün Filistin yarın Ürdün, Mısır, İran, Türkiye ve diğer müslüman ülkelerin çoğumda aynı mezalimler olacaktır. Filistin katliamı bir provadır. Yarınlar ve yeni dünya düzeni için hazırlanan senaryoda dünyanın tamamı Siyonizm tahakkümü ve tasallutu altında kalacak. Müslüman kardeşlerim uyumaya devam…

Bayram arafesinde Hakkari’ye atanan Kayyum ülke gündemine bomba gibi düştü.

Bu bir güç savaşına dönüştü, insanlar dirense Kayyum haberleri gelmeyecek, direnemez ise Kayyum atamaları hızlanacak. Anlayacağınız; Hakkari bir prova…

Bakalım kim kime edecek? Halkın iradesine sahip çıkarsa bazı hesapları bozacak lakin güç orantısız olunca kaybeden yine halk olacak.

Kimse demokrasiye helal gelmesini istemez ama demokrasi eski demokrasi değil tabi. Halk zamanında demokrasiye sahip çıkmayınca demokrasimiz kör ve topal kaldı. Bundan sonra da bu ülkede

demokrasi, adalet ve hukuk aramak çok yersiz olur bu kavramların tamamı 15 Temmuzda sizlere ömür mefta oldu!

Bence Bayramdan falan söz etmez isek çok daha isabetli olur. Çünkü; ne dünyamızın ne de ülkemizin düzeleceği yok. Düzelse bile biz göremedeceğiz çünkü ömrümüz vefa etmeyecek.
En derin saygılarımla dostça kalın…