Hayat bana, tıpkı birçok insana olduğu gibi, en büyük derslerini zorluklar aracılığıyla öğretti. Karşılaştığımız her engel, aslında bizi eğiten, geliştiren ve şekillendiren bir öğretmendir. Yaşadıkça gördüm ki, her zorluk bizi biraz daha güçlendirir ve olgunlaştırır. Hepimiz zaman zaman çaresiz hissettiğimiz anlarla yüzleşiriz, kendimize “ Şimdi ne yapabilirim?” diye sorarız. İşte tam da bu anlar, gerçek anlamda büyüdüğümüz ve güçlendiğimiz dönüm noktasıdır. Her ne kadar umutsuz hissetsek de, olumsuzlukları fırsata çevirebilir, doğru okuyarak ve dersler çıkararak üstesinden gelebiliriz. Asıl mesele, bu süreçte yılmadan ilerleyebilmektir.
Zorluklar dışarıdan aşılması çok zor engeller gibi görünebilir, ancak onları birer taş olarak kullanıp kendi yolumuzu inşa edebiliriz.
Başarı, hep aydınlık yerlerde bulunmaz. Gerçek başarı, karanlıkta parlayan yıldızlardır. O yıldızları görmek için önce geceyi, yani zorlukları kabul etmemiz gerekir. Çünkü her zorluk, içinde derin karanlıkla birlikte büyütür insanı. Her kayboluş, bir keşfi müjdeler. Her engel, bir güç kaynağına dönüşür.
Bana kalırsa, başarı, mücadele ederken de, öğrendiklerimizde gizli. İstisnalar hariç, hiç kimse kolaylıkla zirveye ulaşmaz. O zirveye ulaşma yolunda, kendimizi birçok sıkıntı, kaybolmuşluklar ve zorluklar içinde bulabiliriz. Ama her bir sıkıntı bize keşfedilecek yeni bir yolun kapısını açar.
Hayat bazen öyle şeyler sunar ki bize, attığımız adımı görmek imkânsızlaşır. İşte o anlar, en değerli derslerin hayatımıza girmeye başladığı anlardır. Her karanlık yolun bir ışığı vardır. O karanlık yolların ışığı da yalnızca cesaretle bulunur. O zaman ne kadar güçlü olduğumuzu fark edebiliriz. Çoğu zaman da engellerin bizi daha da güçlendirdiğini fark etmeyiz. Yani, işin sırrı aslında zorlanmada değil, zorlukları nasıl üstesinden geldiğimizde gizlidir. Hiç sorunsuz bir hayat, mükemmel bir yaşam yoktur. Olsa da anlamı yoktur. Çoğu insan, zorluklar karşısında hemen pes ederler. Oysa her başarı, hayat yolunda ki fırtınaların arasında parlayan bir ışık gibidir.
Zorlular, sadece bizi sınavdan geçirmez, aynı zamanda olgunlaştırır. Her düştüğümüzde biraz daha yükseğe sıçrayacak kadar dirençli ve azimli olmalıyız. Zorlukların derinliklerinden yükselebilmek ise adeta yeniden doğuş gibidir. Tabii ki, bu süreç hiç kimse için kolay değildir elbette. Ama gerçekten de değerli şeyler kolaylıkla elde edilmiyor. Zorlukların arasında gizli olan başarıyı bulup, çıkarmanın azmi ise güçlü ruhları yarattığı gibi, engellerin arasında, zaferi filizlendirir. İşte, bu nedenden dolayı, her seferinde zorlanılsa da, bir adım daha ileri atmak için sebebiniz olur.
Engelleri aşmak, başarının gizli formülü ve gizemli öğretmenleridir. O yüzden, zorlanırken korkulardan çabuk kurtulup, engelleri aşarken, onları anlamak ve dersler almak gerekir. Tüm bunlar, bizim olgunlaşma ve tecrübe nedenlerimizdir.
Hayat, bize istesek de, istemesek de bir şekilde bu tecrübeyi öğretiyor. Bazen bir öğretmen gibi, bazen de bir rehber gibi. Hayat dersi genelde, hiç beklenmedik anlarda ve en zor anlarda karşımıza çıkar. Habersizce, gelir ve hazırlıksız yakalar. Zaten böyle olduğu için zorluklarla karşılaşırız. Sonunda da, mücadele, olgunluk ve hayat tecrübesi olarak, ama hoyratça, ama nazikçe bize dersini verir. Bilir ki biz insanlar, kaybettiğimizde kıymetini, zorlandığımızda ise gerçek gücümüzü keşfedeceğimizi bilir.
Hata yapmadan doğruları bulamayız. En büyük tecrübeler genelde en acı deneyimlerden doğar. Zorluklardan kaçamayız. Biz plan yaparız, her şey yolunda deriz ama beklenmedik fırtınalar, beklenmedik zamanlarda kopar ve tüm planlar alt üst olur. Tam bitti dediğimiz zamanda, yeniden başlamanın yolunu, ama iyi şekilde, ama kötü şekilde gösterir. Yaşadığımız sürece, bu sınavlar karşısında, tekrar, tekrar ayağa kalkmak zorunda bırakır. Her ne kadar öğretme şekilleri çok nazikçe olmasa da, düşer kalkarız, düşer yine kalkarız. Çünkü hayat, bizi bir adım daha ileri taşımak için daima sınar.
Hayatın, hepimize bir şeyleri öğretme şekli farklıdır ama hep yollarımız kesişir. Kimimiz kayıplarla, kimimiz başarılarla, bazen de beklenmedik anda gelen farkındalıklarla. Çünkü hayat, öğretmen edası ve duruşu ile öğretirken de yaşattığı zorluklar karşısında, başarıların tohumlarının atılacağını da bilir.
Tarih, hayatın en büyük öğretmenlerinden biridir ve bunu anlatan birkaç örneği paylaşmak isterim.
Mustafa Kemal Atatürk, büyük mücadeleler verdi. Sayısız zorluklar karşısında yılmadı, vazgeçmedi. Çünkü biliyordu, en karanlık zamanlarda bile inanç ve azimle ilerleyenler, aydınlığa ulaşır.
Edison, ampulü icat etmeden önce yüzlerce kez başarısız oldu ama “ ben başarısız olmadım, sadece işe yaramayan on bin yol keşfettim” diyerek yoluna devam etmiştir.
Fatih Sultan Mehmet, henüz 21 yaşında, herkesin imkânsız dediği İstanbul’u, “ya ben İstanbul’u alırım, ya da İstanbul beni alır” diyerek, inanılmaz nice zorlukları bir, bir aşarak fethetti. Aslında başarıya giden yolda kararlılığın önemini anlatıyordu.
En büyük başarılar, en çetin yolların sonunda bulunur, tıpkı bu örneklerde olduğu bibi.
Tarih bize hep aynı dersi veriyor: Hayat, bizi zorlayarak eğitir. Ama karanlık yolları aşanlar, sonunda başarıyı ışıldayan bir şekilde kucaklar. Önemli olan, zorluklara rağmen ilerlemeye devam etmektir.
Tarih bize gösteriyor ki, hayat ne kadar sert ve acımasız olursa olsun, öğrenmeye açık ve yürümeye devam edenler için daima bir kapı aralanır.
Berrin Kupik