Sivil Toplum ve Dayanışma

Dayanışma, demokrasinin; ortak irade ise halkın vicdanıdır.

Demokratik ve laik bir ülkede daha adil, daha yaşanabilir bir düzen, halkın ortak iradesi ve dayanışmasıyla inşa edilir.

Bu anlayış yalnızca insanın refahını değil, doğanın korunmasını da kapsar. Denizlerin, göllerin ve nehirlerin temiz akması; dağların, vadilerin, park ve bahçelerin bakımlı tutulması; çevreyi kirletenlerin önlenmesi; okulların ve öğrenci yurtlarının düzenli, güvenli ve sağlıklı olması çağdaş bir ülkenin temel göstergelerindendir.

Kiracı ile ev sahibi arasındaki dengeden işçilerin çalışma koşullarına, cezaevlerindeki insan hakları standartlarından üniversite öğrencilerinin yaşam koşullarına kadar geniş bir alanda düzenleme ve iyileştirmeye ihtiyaç vardır.

Kısacası, bu ülkenin her vatandaşının sesi duyulmalı, her kesimin hakkı korunmalıdır.

Bu hedeflere ulaşmanın yolu örgütlü bir toplum olmaktan geçer.

Sivil toplum kuruluşları (STK’lar), halkın sesi, vicdanı ve ortak aklıdır.

Dernekler, vakıflar ve meslek örgütleri; haksız uygulamalara karşı durur, demokrasiyi güçlendirir ve toplumun ihtiyaçlarını yöneticilere taşır.

Bu kuruluşların güçlü, şeffaf ve katılımcı bir yapıda olması demokrasinin güvencesidir.

Her bireyin söz sahibi olabildiği, gençlerin ve kadınların aktif yer aldığı bir sivil toplum, sadece bir kesimin değil, toplumun tamamının umudu olur.

Batman’da hayata geçirilen STK binasının kuruluşu bu anlamda büyük bir önem taşımaktadır.

Sivil toplumun daha rahat, daha etkili ve daha görünür biçimde faaliyet göstermesine imkân tanıyacak bu yapının kente kazandırılmasında emeği geçen, başta Batman Valisi olmak üzere tüm yöneticilere teşekkür etmek gerekir.

Batman’da bu vizyonun hayata geçirilmesi sadece bir bina açılışı değildir; demokratik kültürün, katılımcı yönetim anlayışının ve birlikte yaşama bilincinin güçlenmesi demektir.

Unutmayalım: Demokrasiyi ayakta tutan şey sadece sandık değil, halkın örgütlü iradesidir.