Alie dostumuz olan Tekince ailesi… Mezarlığa gidip Tekince ailesinin babaları Sırrı Tekince’nin mezarını pazar günü dersimin hemen bitiminde ziyaret ettim. Kızı Zeynep Tekince’nin mezara yeni ektiği çiçekleri suladım. Hemen ötesinde, bir döneme iz bırakan dürüstlüğüyle halka çalışan, karaborsa döneminde milletin şekeri çuvalla değil kiloyla aldığı o günlerde, “Sen de halk gibi sıraya girip şeker alacaksın” diyen ve henüz bir aylık maaşını bile almadan karanlık güçler tarafından öldürülen Edip Solmaz’ın mezarını da ziyaret edip çiçeklere su verdim.
Mezar taşında doğum tarihi var ama ölüm tarihi yok! Neden? Bilerek yazılmamış. O niye? Çünkü ölümsüzdür. Ee, gelecek nesil bunu bilmek ister. “Ne zaman öldü?” diye soracak. Yok. Söylemem, ölümsüzdür o! İşte böyle garip, siyasi bazı hastalıklı beyinlerin ürettiği bu akla ziyan yaklaşımlar hâlâ toplum üzerine dikta ediliyor. Hastalıklı beyinlerin ürettiği bu boş sloganlar…
Doğum ve ölüm tarihleri belirtilir. Ve sen anlam verip “ölümsüzdür” felsefi ya da siyasi bir söylem ifade edebilirsin. Örneğin: “Yılmaz Güney ölümsüzdür.” Ama 1984’te öldü.
Şimdi yeni nesil Edip Solmaz’ı öğrenmek isterse ne diyeceksin? “Yok, söylemem, o bir ölümsüzdür” diye o hasta söyleminle mi devam edeceksin? Ey ucuz slogan atan garip zihniyetliler!
