CHP Şanlıurfa Milletvekili Av. Mahmut Tanal ve arkadaşları, Dünya Çocuk İşçiliği ile Mücadele Günü dolayısıyla araştırma önergesi hazırlayarak Meclis’e sundu.
Söz konusu önergede, Türkiye’deki çocuk işçiliğinin temel sebebinin, iktidarın yanlış ekonomik politikaları sonucu iyice derinleşen yoksulluk olduğu belirtildi.
CHP Şanlıurfa Milletvekili ve TBMM Çocuk Hakları Alt Komisyonu Üyesi Av. Mahmut Tanal ve CHP’li milletvekili arkadaşları, Dünya Çocuk İşçiliği ile Mücadele Günü dolayısıyla Meclis’e araştırma önergesi sundu. Tanal ve milletvekili arkadaşları, Türkiye’de giderek artan çocuk işçiliğinin sebeplerinin ve ucuz işgücü olarak sömürülen çocukların yaşadıkları sorunların tespit edilmesi ve bu sorunların çözümlerinin belirlenebilmesi amacıyla Meclis Araştırması açılması talebiyle TBMM Başkanlığı’na başvurdu.
Söz konusu önergenin gerekçesinde, küresel bir sorun olan çocuk işçiliğini önlemek amacıyla Birleşmiş Milletler (BM) tarafından 12 Haziran’ın, Dünya Çocuk İşçiliği ile Mücadele Günü ilan edildiği hatırlatıldı.
Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) çocuk işçiliği, çocukları çocukluklarını yaşamaktan alıkoyan, potansiyellerini ve saygınlıklarını eksilten, fiziksel ve zihinsel gelişimlerine zarar verici işlerde istihdam edilmesi olarak ifade ettiğinin belirtildiği gerekçede, UNICEF veya resmi adıyla Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu’nun ise çocuk işçiliğini, “Çocuğun yaşına ve işin türüne bağlı olarak, minimum çalışma saatini aşan ve çocuğa zararlı olan iş” olarak tanımladığı aktarıldı.
ÇOCUK İŞÇİLİĞİNİN TEMEL SEBEBİ YOKSULLUK
CHP Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Tanal ve milletvekili arkadaşlarının imzasını taşıyan araştırma önergesinin gerekçesinin devamında şunlar kaydedildi:
“Çocuk işçiliği, temel bir çocuk hakkı ihlali olarak karşımıza çıkmaktadır. Çocuk işçiliği, çocukların sağlığı, eğitimi, gelişimi ve refahı için önemli bir tehdittir.
Bir sömürü biçimi olan çocuk işçiliği, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de ciddi bir sorun teşkil etmektedir. İktidarın yanlış ekonomik politikaları sonucu iyice derinleşen yoksulluk, göç, eğitim, ebeveyn işsizliği, mevzuatlardaki, denetimlerdeki eksiklikler ve işverenlerin ucuz emek olarak gördüğü çocuk işgücü talebi, Türkiye’deki çocuk işçiliğinin belli başlı sebeplerindendir.
TÜRKİYE’DE 5 MİLYON ÇOCUK İŞÇİ
Her ne kadar TÜİK tarafından son olarak yapılan “Çocuk İşgücü Araştırması”nda, Türkiye’de 5-17 yaş grubunda çalışan çocuk sayısı 1 milyonun çok altında gösterilse de ülkemizde en az 2 milyon çocuk işçi bulunmaktadır. Bu sayı yaz aylarında 5 milyona yaklaşmaktadır.
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin (İSİG) 2021 verilerine göre de çocukların yüzde 30,8’i tarım, yüzde 23,7’si sanayi, yüzde 45,5’i hizmet sektöründe çalışırken, geri kalan yüzbinlerce çocuk sokakta, küçük ve orta ölçekli işletmelerde, ağır ve tehlikeli işlerde sömürülmektedir.
MEVSİMLİK TARIM İŞÇİSİ ÇOCUKLAR EĞİTİMDEN KOPUYOR
Özellikle mevsimlik tarım işçisi olarak çalıştırılan okul çağındaki çocuklar, büyük mağduriyet yaşamaktadır. Türkiye’de çocuk nüfus oranının en yüksek olduğu il konumundaki Şanlıurfa, mevsimlik tarım işçiliği ile özdeşleşmiştir.
Her yıl binlerce Şanlıurfalı aile, çocuklarıyla birlikte mart ayından aralık ayına kadar mevsimlik tarım işçisi olarak Türkiye’nin dört bir yanına dağılmaktadır.
Yoksulluk sınırının altında, üç kuruş günlük yevmiye ile yaşamlarını idame ettiren ebeveynleriyle birlikte mevsimlik tarım göçüne katılan 18 yaş altı çocuklar, sağlık, beslenme, barınma ve hijyen koşullarından uzak büyümelerinin yanı sıra eğitimden de mahrum kalmaktadır. Mevsimlik tarım işçisi çocuklar, sezon bitene kadar okula gidememektedir. Düzenli olarak okulda bulunmayan, derslerinden geri kalan, merkezi sınavlara katılamayan mevsimlik tarım işçisi çocuklar, geleceğe umutla bakamamaktadır. Yaşıtları okuldayken kendileri aileleriyle birlikte geçim derdinden yollara düşen tarım işçisi çocuklar, temel bilgilerden yoksun kalmakta, öğrenme becerileri yavaşlamaktadır.
Vaktinde gidemedikleri okula adapte olmakta zorluk çeken mevsimlik tarım işçisi çocuklar, bir süre sonra ya ailelerinin yönlendirmesiyle ya da diğer sebeplerle okuldan, eğitim hayatından tamamen kopabilmektedir. Geleceğimizin güvencesi çocuklarımızın yeri tarlalar değil, okul sıraları olmalıdır.
TARLADA KÖLELİK
Mevsimlik tarım işçisi olarak aileleriyle birlikte tarlalarda çalışan çocuklar açısından, çocuğun üstün yararı ilkesi yok sayılmaktadır.
Tarım işçiliği, çocuklar için “en kötü çalışma biçimleri” arasında yer almaktadır. Gezici mevsimlik tarım işçiliği ise tarım işçiliğinden de farklı olarak aileleriyle birlikte ırgatlık yapan çocuk işçiler için pek çok riski barındırmaktadır. Mevsimlik tarım işçisi çocuklar, kötü koşullarda barınmakta, yetersiz beslenmekte, bulaşıcı hastalık riskiyle karşı karşıya kalmaktadır. Uzun saatlerce köle gibi çalıştırılan mevsimlik tarım işçisi çocukların yaşam hakkı ihlal edilmektedir. Her yıl çok sayıda mevsimlik tarım işçisi çocuk, balık istifi şeklinde bindirildikleri kamyon kasasında, traktör römorkunda, minibüste kaza sonucu ya da çalışırken hayatlarını kaybetmektedir.
EN FAZLA ÇOCUK İŞÇİ ÖLÜMÜ ŞANLIURFA’DA
İş cinayetleri sonucunda ölen çocuklar için Meclis’in harekete geçmemesi, biz parlamenterler açısından utanç kaynağıdır. İşçi Sağlığı ve İşçi Güvenliği Meclisi’nin (İSİG) kamuoyuyla paylaştığı veriler, 2013 ve 2024’ün ilk 4 ayı arasında en az 689 çocuğun çalışırken hayatını kaybettiğini göstermektedir. İllere göre dağılımda ise en fazla çocuk işçi ölümü, Şanlıurfa ilinde yaşanmaktadır. Şanlıurfa’yı Gaziantep, İstanbul, Adana, Konya ve Antalya izlemektedir.
İSİG verileri kapsamında iş kollarına göre çocuk işçi ölümleri incelendiğinde tarım/orman yüzde 55’le en yüksek paya sahip işkoludur. İnşaat/yol çalışmalarında ölen çocuk işçilerin payı yüzde 11 olarak gerçekleşirken, metal ve konaklama iş kolunda ölenlerin payı ise yüzde 7 olarak açıklanmıştır. Gıda iş kolundaki ölümlerin payı ise yüzde 3’tür.
TBMM SEYİRCİ KALMAMALI
Çocukların çocukluk dönemlerini yaşayabilmelerini sağlamak, onları her türlü fiziksel, duygusal, ekonomik ve cinsel istismardan korumak; anne, baba ve çocukların bakımıyla yükümlü olanların yanı sıra devlet ve toplumun ortak sorumluluğudur.
Çocuk işçiliği sorunu Türkiye’de katlanarak büyürken, TBMM’nin seyirci konumunda kalması beklenemez. Türkiye’de çocuk işçiliğine dair kapsamlı politikalar oluşturularak, gerekli çalışmaların ortaya konulması ve çocuk işçiliğinin önlenmesi adına TBMM bünyesinde bir araştırma komisyonunun ivedilikle kurulması gerekmektedir.
Türkiye’deki çocuk işçi oranının belirlenmesi, çocuk işçilerin içinde bulunduğu elverişsiz koşulların tespitinin yapılabilmesi, çocuk işçi çalıştırılmasına ilişkin mevzuat ve yaptırımların ne derece etkili olduğu ve yapılması gereken düzenlemelerin tespit edilmesi gerekmektedir.”