BİRLEŞTİREN SİYASET

BİRLEŞTİREN SİYASET
Yayınlama: 26.12.2025
5
A+
A-

Türkiye’de siyaset artık yeni bir eşikte duruyor.

Toplum, uzun süredir gerilim üreten dili değil; çözüm üreten, birleştiren ve geleceğe dair umut veren bir anlayışı talep ediyor.

Bugün halkın beklentisi son derece net: Kutuplaşma yerine kardeşlik, slogan yerine icraat, tartışma yerine sonuç.

Toplumun gerçek gündemi; geçim, huzur ve istikrardır.

Ancak zaman zaman toplumsal hassasiyetlerin yoğun biçimde siyasetin merkezine taşınması, siyaset kurumunun itibarını zedeleyebiliyor.

Bu durum yalnızca siyasetçiye değil, toplumsal güven duygusuna da zarar veriyor.

Geçmişte yaşanan kırgınlıkların sürekli gündemde tutulması ya da toplumu ayrıştırabilecek başlıklar üzerinden siyaset yapılması, kısa vadede karşılık bulsa bile uzun vadede ortak aidiyet duygusunu zayıflatıyor. Toplumu ayrıştırarak kazanılan hiçbir siyasi başarı kalıcı olmuyor.

Oysa ülkesine hizmeti önceleyen siyasetçiler; üretimi, kalkınmayı ve toplumsal birliği merkeze alan bir anlayışı esas alır. Güçlü bir devletin temelinde de kardeşlik, adalet ve ortak akıl vardır.

Sorunları büyütmek yerine çözüm odaklı bir yaklaşımı benimsemek, toplumsal rahatlamaya ve güvenin pekişmesine ciddi katkı sağlar.

Birleştirici siyaset, yalnızca bugünü değil yarını da inşa eder.

Toplumu bir araya getirmeyi, yaraları sarmayı ve ortak geleceği güçlendirmeyi hedefleyen bir siyaset anlayışı, ülkenin gerçek rotasını da ortaya koyar.

Kararlı bir duruş her zaman ayrıştırıcı olmak zorunda değildir. Tam tersine, toplumun ortak faydasını gözeten net ve ilkeli bir yaklaşım, ülkenin yarınlarına umut veren güçlü bir iradenin ifadesidir.

Bugün siyaset kurumunun en önemli ihtiyacı; kutuplaşmayı değil uzlaşıyı, sert tartışmaları değil yapıcı aklı önceleyen bir anlayıştır.

Net ama kucaklayıcı, kararlı ama birleştirici bir tavır artık bir tercih değil, zorunluluktur.

Atılan her samimi adım, hem siyaset kültürüne hem de toplumsal birliğe değerli katkılar sunar. Çünkü toplum, gereksiz gerilimlerden yorulmuş durumda. Halk, temsilcilerinden sağduyulu, adil ve çözüm odaklı bir yaklaşım bekliyor.

Bu beklenti, siyaset kurumuna açık bir mesaj niteliği taşıyor.

Bu tablo bize şunu açıkça gösteriyor: Gerçek cesaret; toplumsal duyarlılıkları zedeleyen söylemlerden uzak durmak, doğruyu dile getirmek ve bunu birlik duygusunu incitmeden yapabilmektir.

Böyle bir tavır, yalnızca bugünün sorunlarını hafifletmez; aynı zamanda ülkenin geleceğine umut veren güçlü bir iradenin de göstergesi olur.

Sonuç olarak bu ülkenin en önemli ihtiyacı açıktır: Geleceğe odaklanan, toplumun tüm kesimlerini kapsayan ve çözümü önceleyen bir siyaset anlayışı.

Aynı sofranın ekmeğini paylaşan, aynı acıları ve sevinçleri yaşayan insanların küçük anlaşmazlıklardan siyaset üretmesi kimseye fayda sağlamaz.

Asıl ihtiyaç; ayrıştıran değil birleştiren, yoran değil onaran bir siyasettir.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.