Batman Barosu, kardeşlik hukuku ve birlik beraberlik ruhuyla verilen ortak mücadelenin önemine vurgu yaptı.
Baro, ülkemizde yaşanan toplumsal anlaşmazlıkların 100 yıldan fazla süredir büyük acılar yaşattığını belirtti. Bu anlaşmazlıkların, ülkenin demokratikleşme mücadelesini, yargının bağımsızlığını ve tarafsızlığını ciddi şekilde olumsuz etkilediği ifade edildi. 1984 yılında başlayan ve “düşük yoğunluktaki savaş” olarak tanımlanan çatışmaların, insan hakları alanındaki gelişmeleri engellediği ve vatandaşların daha müreffeh bir yaşam kalitesi talebini ortadan kaldırdığı kaydedildi. Kamuoyuna yansıyan bilgilere göre, bu süreçte yaklaşık 40 ila 100 bin vatandaşın hayatını kaybettiği ve on binlerce insanın yaralandığı aktarıldı.
‘ÇATIŞMASIZLIK VE TOPLUMSAL DİYALOG ŞART’
2009-2015 yılları arasında yaşanan “Çözüm Süreci” döneminde çatışmasız bir ortamın sağlandığı, bu dönemde insan hakları ve yargı alanında önemli ilerlemeler kaydedildiği belirtildi. Çözüm sürecinin, ülkenin ekonomik refah seviyesini artırdığı ve toplumsal diyalog ortamını güçlendirdiği vurgulandı. Ancak 2015’ten itibaren yeni bir çatışmalı sürecin başladığı, bu dönemde yaşanan çatışmaların şehir merkezlerine taşındığı ve binlerce insanın hayatını kaybetmesine neden olduğu dile getirildi. Bu süreç, demokratikleşme hedeflerini sekteye uğratırken, yargının tarafsızlığını ve insan haklarına dayalı bir yargı pratiğinin oluşumunu da engelledi.
‘BARIŞ, HERKESİN HAKKI’
Son günlerde kamuoyuna yansıyan gelişmeler, yeni bir çatışmasızlık sürecinin başlamasına dair umutları yeşertmiştir. Batman Barosu, bu süreçte insanları derinden yaralayan çatışmalı sürecin sona erdirilmesini arzu ettiklerini ifade etti. Baro, barışçıl bir ortamda yaşamın mutlak bir insan hakkı olduğunu vurgulayarak, ilgili tüm mercilerden pozitif yükümlülüklerini yerine getirmelerini talep etti. Kürt Halkı’nın haklı ve insani taleplerinin uluslararası standartlara uygun hale gelmesi için Anayasa değişikliği başta olmak üzere gerekli tüm yasal düzenlemelerin yapılması gerektiği belirtildi. Batman Barosu, insan haklarına dayalı bir yönetim ve yargı pratiğinin oluşması için kamuoyuna yansıyan diyalog ve çözüme ilişkin irade beyanının önemini vurgulayarak, bu sürece katkı sunmaya hazır olduklarını açıkladı.