Batman Belediyesi Sinema Akademisi öğrencileriyle bir araya gelen usta oyuncu Altan Erkekli, mesleği ve yaşamına dair sorulara samimi cevaplar verdi.
Batman Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü tarafından düzenlenen Batman Sinema Akademisi’nde eğitimler devam ederken, Türk sinemasının önemli ustaları da akademi kapsamında gerçekleştirilen “Ustalık Sınıfı” etkinliğinde öğrencilerle bir araya geliyor. Sinema eleştirmeni Suat Köçer’in moderatörlüğünde yapılan söyleşide sorulara içtenlikle cevaplar veren ünlü oyuncu Altan Erkekli, meslek yaşamı boyunca oyunculuğa tutkuyla bağlı kaldığının altını çizdi. Esprileriyle öğrencilere neşeli anlar yaşatan başarılı oyuncunun sözleri sıklıkla alkışlarla kesildi.
KALICI OLAN SİNEMADIR
Bir öğrencinin tiyatro ve sinemayı karşılaştırmasını istemesi üzerine, usta oyuncu Altan Erkekli, şunları söyledi: “Tiyatro o an salondaki seyircinin tanıklık ettiği bir sanat. Sahnede oynadığını o an salondakiler görüyor, biliyor ve duygusunu yaşıyor. Bana bazen soruyorlar, Batman’a gelmiş miydiniz diye. Evet, geldim diyorum. Emek verdik oynadık, kamyonlarla gelen sahne kuruldu, ışıklar yapıldı. Oyunu sahneledik, gittik. Vallahi hiç haberimiz olmadı diyorlar. Olmaz tabi, çünkü o gün salonda olanlar gördü, izledi. Şu an mesela bu salonda söyleşide olanların o günkü oyunu izleme şansı yok, geçti gitti çünkü. Ama Vizontele hala izlenebiliyor, konuşuluyor. Onlar tapu dairesindeki belgeler gibi. Onları kimse yakamaz. Yok edemez, bitiremez. Sinemada her şeyi defalarca çekebiliyor, defalarca gösterebiliyorsun geniş kitlelere. Tiyatroda saat 20.00 dersin, perde açılır. Bir kere o sahnedeki seyirciye oynarsın. O sahneyi bir daha alacağız diyemiyorsun mesela. Seyircisi ve oyunu, bütün duygusu orada, yani salonda. Halbuki sinemada yönetmen olmadı diyor. Hayır diyor. Bir daha, bir daha diyor. Güneş olmadı, ertesi güne kalıyor sahne. Tiyatro elbette çok değerli ama işte kalıcılık açısından sinema tabii ki.”
SAVAŞSIZ BİR DÜNYAYI HEDEFLEYEN OYUNLARDA OYNADIM
Başarılı oyuncu Altan Erkekli, “Yer alacağınız projelerinizi seçerken kriterimiz ne oluyor?” sorusuna şöyle cevap verdi: “Ben Ankara Sanat Tiyatrosunda ilk profesyonel hayatıma başladım. Yirmi beş yıl orada hep sevgiyi, emeği ve insan hayatındaki savaşsız sömürüsüz bir dünyayı hedefleyen oyunlarda oynadım. Vizontele gibi filmlerde oynadım. Vizontele bir anda geniş kitlelerle tanıştıktan sonra çizgiyi hep orada tutmaya çalıştım. İkincisi silahı bir şeyin içinde olmak istemedim. Gelecekte insanların silahsız sömürüsüz bir dünyada yaşamasını arzuluyorum.”
YILMAZ ERDOĞAN ÇOK TİTİZ
Altan Erkekli, çalıştığı yönetmenlerle setteki iletişimleri hakkında şunları söyledi: “Çalıştığım yönetmenlerle aramda önemli çatışma olmadı. Çok şükür hepsiyle iyi bir süreçte rolleri çıkardık. Yönetmenlerin yaklaşımları da değişik oluyor tabi. Mesela Yılmaz Erdoğan kelimelerinde çok titizdi. Hiçbir şeyin yerinin değişmesini istemiyordu ama bazı yönetmenler de “tamam ağzına nasıl oturuyorsa öyle olsun” diyor. Niye? O rahatlık oluyor ama Yılmaz gibi bütün kelimelerini telkari gibi işlediği, bütün diyaloglarına sahip çıkan yönetmenlerde durum farklı oluyor. Çok genç arkadaşlarımızdan görüyoruz işte bazen. İkinci provada bıraktı gitti, anlaşmayı iptal etti falan dedikleri durumlar oluyor. Sen o dil birliğini daha çalışma esnasında kuramıyorsan yaptığı iş milyon dolarlık iş de olsa boşuna. O yüzden sette duygu ve dil birlikteliği önemli.”
GAZZE’DEKİ İŞGAL İNSANLIK ADINA UTANÇ VERİCİ
Konuşmasında savaşlara ve Gazze’deki işgale değinen usta oyuncu, işgalin ve yaşananların insanlık adına utanç verici olduğunu söyledi. Erkekli, şunları ekledi: “Uçakla Batman’a inerken yukarıdan evlere baktım, o evlerde tanımadığım bilmediğim binlerce insanın yaşadığını düşündüm. Sonra aklıma Gazze’nin bombalanması geldi. Kendi kendime dedim ki, pilotlar bombaladıkları evlerde yaşayan insanları tanımıyor, hiç görmüyorlar. Orada yaşayan kadınları, yaşlıları, çocukları tanımıyorlar ama üzerlerine bomba yağdırıyorlar. Tüylerim diken diken oldu. İnsan tanımadığı, görmediği insanları nasıl acımasızca öldürebilir, o masum çocukları, hastaneleri, kiliseleri, camileri nasıl bombalayabilir? İçimden pilotların bunları düşünüp uçağı geri çevirdiklerini hayal ettim ama gerçek hayatta öyle olmuyor. Orada yaşanan bu katliam insanlık adına utanç verici.”