Kişisel gelişimin ilk aşaması, kişinin kendisiyle olan savaşıdır. Zamanla tecrübeler edinilir, hatalar yapılır, pişmanlıklar yaşanır, hayal kırıklıkları olur. Ancak insan, kendini gerçekten tanıdıktan sonra içsel mücadelesine başlamalıdır. Öncelikle önyargılarından arınmayı bilmeli, egosunu kontrol etmeyi öğrenmeli, nefsinin isteklerine bazen kulak tıkamayı bilerek irade sahibi olmaya çalışmalıdır.
Bir fidan önce yağmur suyuyla beslenir, dallanır, zor şartlara rağmen inançla direnerek büyür. Zamanla doluya, kara maruz kalır; bunlar hayatın acımasız darbeleridir. Ancak aynı zamanda olgunlaşmanın da bedelidir. Nasıl ki bir fidan, hayattan yediği sillelere rağmen yoluna devam edip daha da yükselmeye çalışıyorsa, akıl verilen insanoğlu elbette daha fazlasını yapabilir, değil mi?
Demem o ki, zamanla pişmanlıklar yaşar, yaptıklarımızla övünürüz. Fakat önemli olan, yapılanlardan memnun olup övünmekten ziyade, eksiklerimizden ve hatalarımızdan ders çıkarmayı bilmektir. Zira alınan her ders, insanoğlu için bir adımdır.