DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Mersin Milletvekili Mehmet Emin Ekmen, Öğretmenlik Meslek Kanunu Teklifini görüşmek üzere 28. Dönemde ilk defa toplanan Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu toplantısına katıldı. Ekmen, toplantıda Milli Eğitim ile Kültür ve Turizm politikaları konularında eleştirilerini dile getirdi.
“Millî Eğitim Bakan sayısı 2002’den bu yana tam 9 kere değişmiş.”
“AK Parti’nin başarılı ve başarısız olduğu alanlar var.” diyen Ekmen, “22 yıllık bir iktidarın sonunda AK Partili arkadaşlarımıza bir soru sormak istiyorum.” diyerek şöyle devam etti:
“Şimdi, acaba Millî Eğitim ve Kültür Bakanlığının yirmi iki yıllık karnesine biz nasıl bir not verebiliriz? Bir defa, herhangi bir alanda başarı elde edebilmek için yarım, eksik ve yanlış dahi olsa o alanda bir istikrar görmemiz lazım arkadaşlar. Mesela şöyle dönüp bir bakıyorum, Millî Eğitim Bakan sayısı 2002’den bu yana tam 9 kere değişmiş. Altı ay Bakanlık yapan arkadaşımız var, bir yıl altı ay, bir yıl on ay Bakanlık yapan arkadaşlarımız var. Burada ne gibi bir sorun var da ortalama iki yıl dört ayda bir bakan değişiyor? Niçin bir istikrar yok? Niçin bütçeli bakanlıklarda sekiz yıl, dokuz yıl, on yıl devam eden ve rekor kıran işler Millî Eğitim Bakanlığında ve Kültür Bakanlığında yok?”
“Ben de dahil, çocuklarım devlet okullarında okudu.”
Kendisi ve çocuklarının da devlet okullarında okuduğunu belirten Ekmen, eğitim sisteminin halini şöyle ifade etti:
“Ben kendi eğitim hayatımın tamamını sadece devlet okullarında okudum. 3 çocuğum var, 3’ü de sadece devlet okullarında okudu ve okuyorlar. Doğrusu, millî eğitim sistemine çok güvendiğim için değil, çocuklarımın sosyal hayattan kopmaması, bir fanusa girmemesi için devlet okullarını tercih ediyorum. Memnunum. ilk oğlum İstanbul Hukuktan mezun oldu, ikinci kızım Cerrahpaşa Tıpta okuyor; o zaman Millî Eğitimin de hakkını yemeyelim yani oradan aldıkları eğitimle gelmişler, bu başarılı okullardan da mezun olmuşlar. Türkiye’de derece yapan okullar arasında üniversiteye kabulde, liseye kabulde birçok millî eğitim mezunu öğrencimiz var. Dolayısıyla, makul bir yerden yaklaşmamız lazım ama bugün biz “Çocuğumu Millî Eğitime teslim ederim ve gözümü kapatırım, onun eğitimini ister değerler eğitimi boyutuyla ister maddi eğitim boyutuyla herhangi bir şekilde desteklemem.” diyemiyorsak o zaman burada bir başarı hikâyesinden bahsedemeyiz. Tabii ki uluslararası derecelerdeki Türkiye’nin hâli, yükselen ve çoğunlukla düşen grafiği de zaten bir ölçü.”
“Niçin diğer bakanlıklardaki bakan istikrarını AK Parti, Millî Eğitim ve Kültür Bakanlığında gösterememiştir?”
Ekmen, sözlerinin devamında Kültür ve Turizm Bakanlığını da örnek vererek neden bu iki bakanlığın faaliyetlerine dikkat çektiğini şu sözlerle açıkladı:
“Şimdi, en çok ifade edilen şey ne? Yerli ve millî bir iktidar, yerli ve millî bir anlayış. Yerli ve millî bir anlayışın arka planı ne? Değerler eğitimi. Şimdi, itiraz ediliyor, hangi veri var? En az 10 tane araştırma var ki elimizde son on yılda ateizm, deizm ve inançsızlık yüzde 10’lara varan rakamlarda artmıştır. 22 yıllık bir iktidarın sonucunda AK Parti eğer artan ateizm, deizm ve inançsızlık karşısında kendi Millî Eğitim Bakanlık süreçlerini, kendi Kültür Bakanlığı süreçlerini başarılı addediliyorsa o zaman bir diyeceğim yoktur.”
“Kültür Bakanlığında durum ne olmuş arkadaşlar? Millî Eğitimden farklı değil, yirmi iki yılda 10 kere Kültür Bakanı değişmiş. On ay Kültür Bakanlığı yapan arkadaşımız var. 2 Kültür Bakanımız beş yılı devirmiş, birisi Sayın Ertuğrul Günay, bir diğeri görevdeki Mehmet Nuri Ersoy. Çok iddialı, kültür politikalarına dair arka planı olan Sayın Mahir Ünal bile dokuz ay Bakanlık yapabilmiş Kültür Bakanlığında.”
“Niçin bir Ulaştırma Bakanlığındaki, bir Enerji Bakanlığındaki, hatta bir Sağlık Bakanlığı’ndaki bakan istikrarını AK Parti, Millî Eğitim ve Kültür Bakanlığında gösterememiştir?” diye soran Ekmen, Kültür ve Turizm Bakanı’nı da şu sözlerle eleştirdi:
“TİKA’nın, Vakıflar Genel Müdürlüğünün ve dahi birçok kültürle ilgili kurumun büyük bir güçle cumhuriyet tarihinde ilk defa Kültür Bakanlığı’na bağlandığı bir dönemde siz kültür değil, turizm bakanı atamayı tercih etmişsiniz ve Sayın Turizm Bakanı’nın en büyük becerisi plaj turizmini canlandırmak ve güçlendirmektir. Turizm Geliştirme Fonunun faaliyetlerine bakınız, Bakanlığın faaliyetlerine bakınız…”