DEM Partili Oduncu: Devlet, üç gün önce evlenen gazeteciye düğün takısı olarak 6 yıl 3 ay hapis cezası verdi

DEM Parti Batman Milletvekili Zeynep Oduncu, 8 gazeteciye verilen 50 yıl hapis cezasına tepki gösterdi. Oduncu, hakkında hapis cezası verilen gazetecilerden Selman Güzelyüz’ün üç gün önce evlendiğini anımsatarak, “Devlet, bir gazeteciye gazetecilik yaptığı için düğün takısı olarak hapis cezası verdi” dedi.

DEM Partili Oduncu: Devlet, üç gün önce evlenen gazeteciye düğün takısı olarak 6 yıl 3 ay hapis cezası verdi
Yayınlama: 05.07.2024
23
A+
A-

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Batman Milletvekili Zeynep Oduncu, Meclis Genel Kurulu’nda yaptığı açıklamalarda, Mezopotamya Ajansı ve JinNews muhabirleri 8 gazeteciye toplamda 50 yıl hapis cezası verilmesine tepki gösterdi.

‘DEVLETÜÇ GÜN ÖNCE EVLENEN GAZETECİYE DÜĞÜN TAKISI OLARAK HAPİS CEZASI VERDİ’

Oduncu, AKP’nin hakikat mücadelesi veren gazetecilere karşı yargıyı sopa olarak kullandığını belirterek, şöyle konuştu: “Yıllar önce devletin karanlık odakları tarafından katledilen Musa Anter’i, Hafız Akdemir’i, Hüseyin Deniz’i ve daha nice basın emekçisinin mirasçısı özgür basın çalışanlarının hakikat mücadelesini nasıl durduramadıysanız, yine durduramayacaksınız. Baştan bunu söyleyelim ve devam edelim.Dün de Mezopotamya Ajansı (MA) muhabirleri Diren Yurtsever, Berivan Altan, Selman Güzelyüz, Hakan Yalçın, Emrullah Acar, ZemoAğgöz ve Deniz Nazlım’ın yargılandıkları davada mahkeme her birine 6 yıl 3’er ay hapis cezası verdi. Hakkında hapis cezası verilen gazetecilerden Selman Güzelyüz, daha üç gün önce evlendi. Devlet, bir gazeteciye gazetecilik yaptığı için düğün takısı olarak hapis cezası verdi.”

‘HAKİKAT BİR SEL GİBİDİR, ÖNÜNE HANGİ BENDİ KOYARSANIZ YIKILIR’

Gazetecilere verilen hapis cezasının tek gerekçesinin bir gizli tanık beyanı olduğuna dikkat çeken Oduncu, “Üstelik mahkemede dinlenen bu gizli tanık, gazetecileri tanımadığını ve aleyhte verdiği beyanları reddettiğini açıkça söyledi. Buna rağmen mahkeme, bunu dikkate dahi almadı. Çünkü iktidarın arka bahçesine dönen yargı, sadece siyasallaşmakla kalmamış mahkeme salonları da adeta birer tiyatroya dönüşmüştür.Bugün itibariyle en az 41 gazeteci cezaevinde bulunurken, dışarıdaki gazeteciler açısında da ülke, böylesi kararlarla açık bir cezaevine dönüştürülüyor. Dün sonuçlanan davadaki karar, Kürt sorunundaki çözümsüzlük hali ve tecridi işleyen ve bunu gündeme getiren gazetecilerin cezalandırılmasıdır.Bu yargı kararlarıyla gazetecileri bir kıskaca almaya çalışıyor, oto sansüre mecbur bırakıyorsunuz. Ancak bu kararla, hakikatin üstünün örtemeyeceksiniz, Kürt gazetecilere de geri adım attıramayacaksınız. Hakikat bir sel gibidir, önüne hangi bendi koyarsanız yıkılır” ifadelerini kullandı.

AKP’Lİ ZENGİN’E HASTA TUTUKLULAR ÇAĞRISI: AYNI HASSASİYET HASTA TUTSAKLAR İÇİN DE GÖSTERİLSİN

Oduncu, cezaevlerindeki ağır hasta tutukluların durumuna da dikkat çekerek, şu değerlendirmeleri yaptı: “Tiyatroya dönen yargı sisteminden bahsetmişken ağır hastalıklarına rağmen tahliye edilmeyen tutsaklara da dikkat çekmek istiyorum. Cezaevlerinde 651’i ağır olmak üzere, en az bin 564 hasta bulunmaktayken yine, yargının keyfî kararlarıyla bu mahpuslar tahliye edilmemektedir. Daha geçtiğimiz günlerde Adalet Bakanı ile annelerimiz bir görüşme gerçekleştirdi. Sayın Bakan burada notlar aldı ve annelere bunlarla ilgili bir çözüm üreteceklerini söyledi ama bununla ilgili herhangi somut bir adım henüz daha atılmadı. Cezaevlerinde hasta tutsakların sağlık hizmetlerine erişimi hâlâ engelleniyor, sık sık gece baskınlarına maruz bırakılıyor, sürgün ediliyor, ailelerinden yüzlerce kilometre uzaktaki cezaevlerinde tutuluyor, sevk talepleri karşılanmıyor. Cezaevlerinde mahpuslar bu şekilde cezalandırılırken aileleri de dışarıda bu şekilde cezalandırılıyor. Yani hem hasta mahpuslar cezalandırılıyor hem de aileleri cezalandırılıyor. Şimdi, size Batmanlı iki kardeşten bahsedeceğim, bu örneğin tekil olduğunu zannetmeyin sakın. Bugün, Batman, Mardin, Şırnak, Diyarbakır’da hangi Kürt’ün kapısını çalarsanız aynı hikâyeyle karşılaşırsınız çünkü Kürt’e hak görülen şey ya cezaevi ya sürgün ya da ölüm. Emrah ve Fırat Nebioğlu; bu 2 kardeş, böbrek yetmezliği, yüksek tansiyon, görme ve işitme kaybı dâhil onlarca hastalıklarına rağmen yargı ve Adli Tıp Kurumu kararlarıyla cezaevinde tutuluyor. Fırat Nebioğlu’nun geçirdiği felç nedeniyle yüzde 92 engelli raporu var. Üstelik, Batman Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Nebioğlu hakkında böbrek yetmezliği nedeniyle ‘Cezaevinde kalamaz’  raporu verdi fakat Adli Tıp Kurumu, tıp etiğine aykırı olabilecek şekilde ‘Cezaevinde kalabilir’ yönünde rapor verdi. Peki, neden? Çünkü cezaevlerinde paralel yargılamalar yapan idare ve gözlem kurulları gibi Adli Tıp Kurumunun da tek misyonu, zulmü yerleşik kılmak, tutsaklara zulmetmektir.Bugün Sayın Özlem Zengin de cezaevlerindeki işkenceler için bunlarla ilgili takip edeceklerini söyledi. Biz aynı şekilde, aynı hassasiyetin hasta tutsaklar içinde gösterilmesini buradan bir daha talep ediyoruz.”

 

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.